Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > NSA skandalı: Veri toplama faaliyeti yasadışı

NSA skandalı: Veri toplama faaliyeti yasadışı
ABD’de bireysel hak ve özgürlük ihlallerini inceleyen kurul, ABD istihbarat birimlerinin bilgi toplama amacıyla yüzbinlerce cep telefonu mesajını saklamasının “yasadışı” olduğu ve “terörü önlemede çok fazla yarar sağlamadığı” hükmüne vardı.

ABD Özel Yaşam ve Bireysel Özgürlük İhlallerini İnceleme Kurulu (PCLOB) üçte iki çoğunlukla, programın sona erdirilmesini kararlaştırdı.

ABD Başkanı Barack Obama, geçen hafta yaptığı konuşmada, saldırıların önlenebilmesi için ABD’nin veri toplamaya devam etmesi gerektiğini, fakat verilerin kullanımına da bazı kısıtlamalar getirilmesi gerektiğini söylemişti.

PCLOB’un raporu, ABD Ulusal Güvenlik Dairesi’nin (NSA) kitlesel izleme programına ilişkin yayımlanan inceleme raporlarından sonuncusu.

Eski CIA ajanı Edward Snowden’ın NSA programlarına ilişkin sızdırdığı bilgiler, mağdurların özel hayatlarının gizliliğini ihlal ettiği suçlamasıyla büyük tepki çekmişti.

Washington, veri hakkında bilgi anlamına gelen ‘metadata’ yoluyla cep telefonu konuşmalarından ve çağrılarından bilgi toplamanın, eski ABD Başkanı George W. Bush döneminde yürürlüğe giren ve adına yurtseverlik yasası (terörle mücadele yasası) düzenleme uyarınca yasal olduğunu savunuyor.

Fakat PCLOB’un raporunu inceleyen medya kuruluşlarından New York Times gazetesi, kurulun paneline katılan beş üyenin, yurtseverlik yasası uyarınca “NSA’in casusluk programının yasal dayanağı olmadığı ve kanun metniyle uyumsuz olduğu” görüşüne vardıklarını söylüyor.

'Mahkemeye bırakılmalı'

İzleme programının ayrıca, “özel yaşam ve bireysel özgürlüklere ciddi tehdit oluşturduğu ve sınırlı fayda sağladığı” gerekçesiyle anayasayı ihlal ediyor olabileceğine ilişkin endişeler de dile getirildi.

Raporda, “Sonuç olarak kurul, hükümetin programı sonlandırması tavsiyesinde bulunuyor” dendi.

Fakat eski başkanlardan George Bush döneminde panele atanan iki üye ise kurul kararına karşı çıkıp yasal meselelerle ilgili kararların yargıya bırakılması gerektiğini savundu.

Karara karşı çıkan üyelerden Rachel Brand, süreci ‘yasadışı’ ilan etmenin istihbarat birimlerini gereğinden fazla tedbir almaya yöneltebileceğini ifade ediyor.

Fakat tüm üyeler verilerin en kısa zamanda silinmesi ve erişimin kısıtlanması konusunda fikir birliğine vardı.

New York Times gazetesinin ayrıntılarını aktardığı rapor ayrıca, kitlesel izlemeye onay veren gizli birim Yabancı İstihbarat İzleme Mahkemesi’nin (FISC), 2006’dan bu yana istihbarat birimlerine telefon şirketlerinden veri talep etmeleri için onay verdiği saptamasını da içeriyor.

Bağımsız panel, hükümetin terör karşıtı önemlerini incelemek ve bu önlemlerin bireysel özgürlüklerin korunmasıyla dengelenmesini sağlamakla yükümlü.

Obama'dan değişiklikler

Aralık ayında da bir federal mahkeme yargıcı, programının keyfi aramalara karşı korunma hakkını ihlal ettiği için “anayasaya aykırı olabileceği” hükmüne varmıştı. Fakat bu karardan bir hafta sonra, başka bir federal yargıç ise tam tersi hükme varmış ve bu uygulamanın El Kaide’ye ''karşı saldırı” olduğunu söylemişti.

Yine Aralık ayında, Beyaz Saray’ın İstihbarat ve İletişim Teknolojileri İnceleme Grubu da, izleme programına bazı sınırlamalar getirilmesi ve Yabancı İstihbarat İzleme Mahkemesi’nin daha şeffaf olması tavsiyesinde bulunmuştu.

ABD Başkanı Barack Obama, bu eleştirileri ve tavsiyelerin bazılarına geçen hafta yaptığı konuşmada yer vermiş ve programın bazı “ihlaller içerdiğini” kabul etmiş, sistemin “mevcut haline son verildiğini” söylemişti.

Fakat Obama, ‘terör saldırılarının engellenmesini sağladığı’ gerekçesiyle ABD istihbarat biriminin veri toplamaya devam edeceğini de söyledi.

Obama konuşmasında, ‘metadata’ programına ilişkin planlarını geri çekmeleri için adalet bakanlığı ve istihbarat servislerine talimat verdiğini söyledi.

ABD Başkanı ayrıca ülkesinin yabancı müttefiklerin kişisel iletişimlerini de gözetlemeyi bırakacağını ve Yabancı İstihbarat İzleme Mahkemesi’nin özel bilgilerin korunup korunmadığını izleyecek bağımsız bir panel oluşturulacağını belirtti.

Bireysel özgürlük savunucuları da yeni değişikliklerin bireylerin özel yaşamını korumak için yeterli olmadığını söylüyor.

BBCTurkish.com, 23.01.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.