Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Cumhurbaşkanı Gül'den İslam ülkelerine Suriye çağrısı

Cumhurbaşkanı Gül'den İslam ülkelerine Suriye çağrısı

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, "İslam alemini ilgilendiren sorunlara biz çözüm arayıp getirmezsek, başkaları kendi çözümlerini dayatacaktır" dedi. Gül, "Yangın evimizdeyse, komşumuzdaysa; söndürmek herkesten önce bizim meselemizdir. Aksi halde yaşanacakların maliyeti, hepimiz için çok büyük olacaktır" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İstanbul Hilton Otel’de gerçekleştirilen 29. İSEDAK Toplantısının açılış konuşmasını yaptı. İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Kongresi’ne ( İSEDAK) katılan müslüman ülke temsilcilerine çağrıda bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Kardeş ülke halklarının bir bölümünde iç çatışma ve çekişmeler, tüm şiddetiyle sürmektedir" diyerek sözü Suriye’de yaşanan iç savaşa getirdi. Gül, islam ülkelerine çağrıda bulunarak, "Yanı başımızda, Suriye’deki iç savaş bir milletin kendi kendini tüketmesine yol açmaktadır. Yaklaşık üç yıldan bu yana devam eden Suriye’deki iç savaş sonucunda 100 binden fazla insan hayatını kaybetmiştir. Milyonlarca insan evlerini, yurtlarını ve yakınlarını terk ederek komşu ülkelere göç etmiştir.Tüm bu gelişmeleri hüzünle, yüreklerimiz burkularak takip etmekteyiz. Çatışma ortamında nefretle yetişen nesiller, şimdiden gelecekteki çatışmaların tarafı haline getirilmekte ve kısır bir döngünün parçası olmaktadır" dedi.

BİZ ÇÖZMEZSEK BAŞKALARI ÇÖZÜM DAYATIR

"Bu tür sorunların çözümü için üye ülkelerimize daha fazla sorumluluk düşmektedir" diyen Gül, şöyle konuştu:

"Şayet İslam alemini ilgilendiren sorunlara biz çözüm arayıp getirmezsek, başkaları kendi çözümlerini dayatacaktır. Evimizi düzene koymak, herkesten önce bizim sorumluluğumuzdur. Yangın evimizdeyse, komşumuzdaysa; söndürmek herkesten önce bizim meselemizdir. Aksi halde yaşanacakların maliyeti, hepimiz için çok büyük olacaktır. Bu yüzden, tüm üye ülkeleri "bizim sorunlarımıza", "bize ait çözümler" getirilmesi için çabalarını arttırmaya davet ediyorum. Sorunların devamı, İslam dünyasının tekamülü bakımından büyük önem taşıyan tabii ve beşeri kaynaklarımızdan layıkıyla istifade edilmesini de zorlaştırmaktadır. Süregiden istikrarsızlık ve belirsizlik ortamı, iktisadi ve ticari gelişmemizin önündeki temel engellerden biridir."

ÜLKELERİMİZ ARASINDA SERMAYE HAREKETLİĞİLİ ARTMALI

Konuşmasının devamında ekonomik konulara değinen Cumhurbaşkanı Gül, birçok zengin İslam ülkesinin ciddi ölçüde ticaret fazlası verdiğini hatırlatarak şunları söyledi:

"Bu ülkelerde sermaye birikimi hayli yüksektir. Bu çerçevede, 2009’da 101 milyar Dolar olan İslam İşbirliği Teşkilatı ülkelerinin ekonomilerinin cari işlem fazlasının, 2012’de 350 milyar Dolar’a yükselmesi elbette sevindiricidir. Ancak tablo, her ülke açısından bu kadar olumlu değildir. Kantarın öteki ucunda, genç ve dinamik nüfuslarıyla, üretim ve istihdam arayışında olan Müslüman ülkeler yeralmaktadır. Yapılması gereken ilk iş, İSEDAK ülkeleri arasındaki sermaye hareketliliğini arttırmaktır. Daha yalın bir ifadeyle, sermayedarlar ile yeni iş, üretim ve yatırımlar için sermayeye ihtiyaç duyanları biraraya getirmektir."

SERMAYE AKIŞI HIZLANMALIDIR

İslam ülkelerinin gayretlerini yoğunlaştırma gerekliliğini rakamlarla açıklayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Halihazırda İSEDAK ülkeleri, dünya genelindeki doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının sadece yüzde 10’unu cezbedebilmektedir. Bu oran, gelişmiş ülkelerde yüzde 42’dir. Ayrıca İSEDAK üyelerine yapılan doğrudan sermaye yatırımlarının yüzde 71’i, sadece 10 ülkeye odaklanmış durumdadır. Bu itibarla, üye ülkeler arasındaki sermaye hareketliliğini arttırmak kadar, diğer küresel aktörlerden sermaye akışını hızlandıracak adımları da atmak zorundayız" dedi.

SİYASİ İSTİKRAR ŞARTI

"Kendi tasarrufları, kalkınmalarının sağlanması için yeterli olmayan ülkelerin, yabancı sermayeyi ülkelerine çekmek için gerekli şartları hazırlamaları gerektiğinin bilincine varmaları şarttır" diyen Gül, "Bunun yöntemi, siyasi istikrar ve kamu düzenini sağlayacak kapsamlı yapısal reformlardır. Hukuki altyapıların, sermayeyi cezbedecek şekilde hazırlanması elzemdir. Bunun sebebi çok basittir. Hiçbir ülke ya da yatırım şirketi, bir ülkeye gözü kapalı yatırıma yönelmez. Sermaye sahiplerinin yatırım kararı alırken en fazla dikkat ettiği husus güvendir. Güven sağlamanın yolu ise siyasi istikrar, hukuki güvence, öngörülebilirlik ve şeffaflıktan geçmektedir.Ülkelerimiz ve halklarımız için teknoloji transferi, istihdam, büyüme, kalkınma ve refah peşindeysek, kısa vadeli reçetesi ne kadar ağır olursa olsun, yapısal reformları kararlılıkla hayata geçirmeliyiz" ifadelerini kullandı.

İSLAM ADINA TERÖR OLMAZ...SAPKINLIKLARLA MÜCADELE ETMELİYİZ...

Müslümanlarla ilgili temelsiz önyargıları körükleyen İslamofobinin ciddi bir sorun olarak varlığını sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Bu sorunun devamında, kasıtlı kara propaganda faaliyetleri kadar, maalesef bir kısım karanlık ruhlu şahıs ve mahfillerin, mukaddes İslami değerlerimizi, kendi emellerine alet ederek yürüttükleri şiddet ve terör eylemlerinin payı da büyüktür. Sevgi, hoşgörü ve uzlaşma dini olan İslam ile maşeri vicdanda mahkum edilen terörü yan yana getirenlere malzeme veren her türlü sapkınlığa karşı mücadele etmeliyiz" dedi.

TERÖRÜ BESLEYEN UNSURLARI ORTADAN KALDIRMALIYIZ...

"İslam’da teröre yer yoktur" diyen Gül, şöyle devam etti:

"Bizim dinimiz, bir kişiyi haksız yere öldürmekle, bütün insanları öldürmeyi birbirine eş tutmaktadır. Şunu mutlaka zihinlere ve yüreklere kazımalıyız: "İslam’da teröre yer yoktur" Eğitimsizlik, manevi boşluk, fakirlik ve gelir adaletsizliği gibi sıkıntıların, bu tür akımları beslediğini göz ardı etmemeli, bu sorunların üzerine kararlılıkla gitmeliyiz. İslamofobi ile mücadelede kalplerin ve zihinlerin kazanılmasını sağlayacak bir diğer önemli husus, İslam ahlakını en iyi şekilde ekonomik faaliyetlerimize yansıtmaktır. Üretirken, alırken ve satarken, işimizi en düzgün ve en iyi şekilde yapmak, Müslümanlarla ilgili menfi algılamaların izalesine şüphesiz katkı sağlayacaktır. Bu çerçevede İSEDAK üyeleri olarak, daha kaliteli üretmenin yanı sıra tıp, sanayi, hizmet sektörü ve finans gibi alanlarda, küresel refahı arttıracak yeni buluşlar, yeni enstrümanlar geliştirmemiz de çok olumlu bir etki yapacaktır."

KÜRESEL KONULARA DA EĞİLMELİYİZ

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "İslam ?leminin geleceğiyle ilgili olduğuna inandığım ikinci husus, küresel sorunların çözümü için gayret sarf edilmesidir. İklim değişikliği, fakirlik ve örgütlü suçlarla mücadele, göç, radikalizm, narkotik ve insan kaçakçılığı gibi küresel sorunlar karşısında daha aktif bir rol oynamamız, hiç şüphesiz İslam ülkelerinin önünde yeni ekonomik ve ticari fırsatlar açacaktır" dedi.

NİTELİKLİ GENÇLER YETİŞTİRMELİYİZ

"Gençlerimizi küresel akımların pasif takipçileri olarak yetiştiremeyiz" ifadelerini kullanan Gül, "Kendi topraklarının hamuruyla yoğurulmuş, yüksek ideallere sahip, yenilikçiliğin peşinde koşan, sadece tüketen değil, araştıran, üreten ve yeni buluşlar geliştiren nesiller yetiştirmeliyiz. Tüm bu alanlarda ülkelerimiz arasında ortak bir anlayış geliştirilmesinin önemine bir kez daha işaret etmek istiyorum" diye konuştu.

İRAN’A BAŞSAĞLIĞI

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, toplantıya katılan İran temsilcisine söz vermeden önce dün Beyrut’ta İran Elçiliğine yönelik saldırıyı kınadı. Gül, "Beyrut’ta yapılan terör saldırısından duyduğum üzüntüyü paylaşmak isterim" dedi.

 

Hürriyet, 20.11.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.