Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Türk pilotları serbest bıraktıran Katar, "arabulucu" rolüne geri döndü

Türk pilotları serbest bıraktıran Katar, "arabulucu" rolüne geri döndü
Katar Şam, Beyrut ve Ankara üçgenindeki rehine krizini sonlandırarak bölgedeki rolünü yeniden ortaya koydu

Bölgede arabulucu rolünü yeniden canlandırmaya çalışan Katar, Şam ve düşmanları arasında eşine az rastlanır bir işbirliği yapılmasını sağlayarak Suriye'deki iç savaşın neden olduğu bir rehine krizinin çözülmesini sağladı.

Böle yetkilileri ve olaya dahil olan hükümetlerin verdiği bilgiye göre, Katar'ın diplomatik müdahalesi Türk Hava Yolları 'nın kaçırılan iki pilotu ve yaklaşık 100 kadın mahkumun özgür bırakılmasına karşılık Suriyeli muhaliflerin Lübnanlı dokuz rehineyi salıvermesini sağladı.

Kriz 17 ay önce Suriyeli muhaliflerin Hizbullah bağlantılı oldukları ve Suriye hükümetini destekledikleri gerekçesiyle Lübnanlı dokuz kişiyi alıkoymasıyla başladı. Bu olaydan kısa bir süre sonra Lübnanlı bir grup, hacılardan oluştuğunu söylediği grubun salıverilmesi için muhaliflere baskı yapma amacıyla Türk pilotları kaçırdı. Kadın mahkumlar ise Suriye hükümetinin elindeydi.

Lübnanlı yetkililer, krizin sonlandırılması için Katar'ın yeni Dışişleri Bakanı Khalid al-Attiyah'ın doğrudan Suriyeli yetkililerle görüşmeye başladığını belirtirken bu, Katar'ın 29 ay önce, Suriye'deki olayların başlangıcında Şam rejimiyle ayrı düşmesinden bu yana iki taraf arasında bilinen ilk iletişim oldu.

Katar Havayolları'na ait iki uçağın Cumartesi akşamı kaçırılanları eş zamanlı olarak İstanbul ve Beyrut'a taşıması ise, Katar'ın Suriye, Lübnan ve Türkiye arasında anlaşma sağlanmasındaki rolünü daha da vurgulamış oldu.

Katar dışişleri bakanlığı konu hakkında yorum isteklerine yanıt vermedi.

Körfez ülkesinin rehinelerin salıverilmesindeki rolünün yanında Arap Ligi Pazar günü, Suriye hükümeti ve muhalefet arasında 23 Kasım'da Cenevre'de yeni tur barış görüşmelerinin başlaması için düğmeye bastı. Uluslararası diplomatlar Suriye'nin geçen ay Birleşmiş Milletler'in rehberliğinde kimyasal silahlarının imha edilmesini kabul etmesinin ardından görüşmelerde biraz daha yol alınmasını umuyor. Ancak Pazar günü görüşmelere hangi tarafların katılacağı henüz net değildi.

Diplomatlar Katar'ın diplomasisinin Devlet Başkanı Beşar Esad'ın devrilmesi için muhalifleri destekleme politikasını değiştirdiği anlamına gelmediğini söylüyor. Ancak ülkenin zorlu geçen bir sürecin ardından dünya sahnesinde arabulucu rolünü yeniden canlandırmaya çalıştığı ifade ediliyor.

Katar 2011 öncesinde Orta Doğu'da pek çok diplomatik zafer kazanarak küçük Körfez ülkesi konumundan bölgesel güce terfi etmeyi başardı. Filistin'de muhalif haldeki siyasi partilerin yeniden bir araya gelmesini sağlamanın yanında İsrail'in 2006 yılındaki istilasının ardından Lübnan'ın yeniden yapılanmasına yardımcı oldu.

Ancak Arap Baharı'nın 2011 yılında başlamasından bu yana Katar'ın komşuları arasındaki duruşu zayıfladı. Yaptığı bonkör mali yardımlara rağmen Suriyeli muhalif fraksiyonları bir araya getirmeyi başaramadı, bu yaz Katar'ın kilit önem taşıyan müttefiklerinden Müslüman Kardeşler destekli Kahire hükümetinin ordu tarafından devrilmesini de engelleyemedi.

Şu anki diplomatik darbenin ana hatları ise Haziran ayında Katar Emiri Hamad bin Khalifa al-Thani emekli olup görevi oğlu Tamim bin Hamad al-Thani'ye devrettiğinde çizilmeye başladı.

İstifa Katar'ın eski Dışişleri Bakanı Hamad bin Jassim al-Thani'yi emekli olmaya zorlayabilmesini sağlarken ABD ve Lübnanlı yetkililer bunun yönetimdeki ailenin güçlü koluna karşı görünümü kurtarırken Suriye politikasında değişiklik yapma isteğini yansıttığını söyledi. ABD'li yetkililere göre, eski bakan, Emir'in isteklerine karşılık Suriye'deki muhalifler arasındaki daha uç görüşlü fraksiyonlara destek veriyordu.

Bazı diplomatlar ise Katar'ın aynı zamanda Washington'a Suriye'deki parçalarına ayrılmış muhalif hareket içindeki daha radikal grupları etkileyebileceğini göstermek istiyor olabileceğini belirtti. Bazı diplomatlar, Katar'ın, şu an batılı güçlerle nükleer programı konusunda görüşmekte olan İran ile tarafsız bir arabulucu olarak itibarını artırmaya çalıştığı görüşünde.

Diğer bazı diplomatlara göre ise rehine krizi aynı zamanda, Katar'a Suriye hükümeti ve Şam'ın müttefiki Hizbullah ile ilişkilerin tamir edilmesi için fırsat tanımış oldu. İki taraf Suriye'deki çatışmaların başlamasının ardından ayrılmıştı.

Rehine görüşmeleri aylar önce başladı ancak son haftalarda rehinelerin el Kaide'nin Suriye'deki kolu Irak Şam İslam Devleti Örgütü'nün eline düşeceği yönünde oluşan uluslararası boyuttaki endişeler nedeniyle daha da acil bir hal kazandı. Geçen yıl Lübnanlı Şii Müslümanlar'ı alıkoyan dinci olmayan muhalifler Kuzey Kasırgası Tugayı şu an Suriye'de Irak Şam İslam Devleti Örgütü ile mücadele ediyor.

Katar'ın girişimi diğer yandan Suriye'deki muhalif safları arasında aşırı uçların yükselişi konusunda artan endişeleri de yansıtıyor olabilir. Katar 'ın bölgedeki rakipleri ülkenin bunu teşvik ettiğini belirtiyor. Katarlı yetkililer radikal İslamcı muhaliflere destek verildiğini reddediyor.

Bir rehine yerel bir televizyon kanalına: "Ağır bir bedel ödedik. Muhalifler 'Şii kadınlara sahip olunur, erkekleri öldürülür' diyordu." dedi.

wsj.com.tr, 22.10.2013

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.