Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Suriye krizi: Batı'nın askeri seçenekleri neler?

Suriye krizi: Batı'nın askeri seçenekleri neler?
Washington ve Londra'dan gelen bütün sinyaller Suriye'ye askeri müdahalenin güçlü bir olasılık olarak ortaya çıktığına işaret ediyor.

Peki askeri müdahale için düşünülen seçenekler neyi içeriyor? Riskleri neler? Ve belki de en önemlisi, Batı'nın hava saldırıları Suriye'de krizin çözümüne herhangi bir katkı sağlayacak mı?

ASKERİ YIĞINAK

ABD:

  • Cruise füzeleri taşıyan dört destroyer -USS Gravely, USS Ramage, USS Barry ve USS Mahan- doğu Akdeniz'de
  • Cruise füzeleri denizaltılardan da fırlatılabiliyor
  • Türkiye'de İncirlik ve İzmir'den, ayrıca Ürdün'deki hava üslerinden uçaklar kalkabilir
  • ABD'nin uçak gemileri USS Nimitz ve USS Harry S .Truman rol oynayabilir

İNGİLTERE:

  • İngiltere'nin nükleer denizaltısından Cruise füzeleri fırlatılabilir. Ayrıca HMS Tireless'ın haftasonu Cebelitarık'ta görüldüğü öne sürülüyor.
  • İngiltere donanmasının helikopter taşıyıcısı HMS Illustrious ve fırkateynleri HMS Montrose ve HMS Westminster bölgede önceden planlanmış sebeplerle bulunuyor.
  • İngiliz Hava Kuvvetleri'nin Kıbrıs'ta bulunan Ağrotur üssü de kullanılabilir.

FRANSA:

  • Uçak gemisi Charles de Gaulle Akdeniz'in batısında Toulon limanında bekliyor
  • Raffale ve Mirage uçak gemileri de Birleşik Arap Emirlikleri'nin El Dahra üssünde operasyona hazır

Kara harekatının 'gölgesi'

Washington ve Londra'nın önündeki seçenekler kısa ve nokta atışı içeren hava saldırılarından (şu an en olası görünen senaryo), asker çıkarmayı da içeren kapsamlı ve uzun bir müdahaleye dek uzanıyor.

Kara harekatının şu an düşünüldüğüne dair en ufak bir işaret olmasa da, perde arkasında bu seçeneğin gölgesi de var.

Askeri müdahaleye karşı olanlar, hava saldırılarının kaçınılmaz olarak tırmanacağını ve Suriye topraklarına Batılı askerlerin postallarının eninde sonunda basması gerekeceğini savunuyor, Irak ve Afganistan'ı örnek gösteriyorlar.

ASKERİ SEÇENEKLER

Amerikan Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey bu konuda en detaylı bilgiyi Temmuz ortasında Senatör Carl Levin'e bir mektupla bildirdi.

Şu an Suriye konusunda kamuya açık olan en ayrıntılı ve üst düzey imzası olan belge bu.

Bu seçenekleri değerlendirirken, birbirlerinden tamamen ayrı tutulamayacaklarını akılda tutmalı.

1. Sınırlı nokta operasyonları

Buna cezalandırıcı saldırılar da denilebilir.

Amaç, Cumhurbaşkanı Esad'ı gelecekte "kimyasal silah saldırıları" düzenlemekten caydırmak. Hedefler arasında Esad rejimi ile yakından alakalı askeri tesisler, örneğin elit askeri birimlerin karargahları ya da kışlaları yer alabilir.

Füze üretim tesisleri vurulabilir. Kimyasal silah üretim merkezleri ise tehlikeli hedefler, çünkü zehirli maddelerin sızarak çevreye zarar vermesi riskini taşıyor.

Hava savunma ve komuta merkezleri de, ileride tekrar askeri müdahaleye ihtiyaç duyulursa Batılı ülkelerin gücünü göstermesi açısından hedef alınabilir.

Bu seçeneğin çekici yanı hemen hayata geçirilebilmesi ve Batılı kuvvetler açısından sınırlı can kaybı riski taşıması. Bu seçenekte akla gelen ilk silah, Amerikan savaş gemilerinden ve hem Amerikan hem de muhtemelen İngiliz denizaltılarından fırlatılacak olan Tomahawk Cruise füzeleri.

Havadan fırlatılan silahlar da bu seçeneğe dahil edilebilir. Fakat bunlar da Suriye hava sahasının bir hayli dışından fırlatılacaktır.

2. Suriye muhalefetine takviye

Genelkurmay Başkanı Dempsey'nin mektubunda ilk bahsettiği seçenek buydu. Amaç, Esad'a karşı savaşan kuvvetlere askeri eğitim ve muharebe dışı destek sağlamak, ki bu yönde zaten halihazırda çalışmalar var.

Bu seçenekteki sorun, Suriye muhalefetinin kendi içindeki çatlakların giderek büyümesi nedeniyle etkinliğini şimdiden yitirmeye yüz tutması.

Ayrıca Batılı ülkeler, muhalif savaşçılar arasında en çok El Kaide bağlantılı grupların öne çıkmasından endişe duyuyor.

3. Uçuşa yasak bölge

Bunun amacı Suriye hükümetinin isyancıları havadan vurma yeteneğini ortadan kaldırarak ülkenin ücra köşelerine ikmal yapmasını engellemek.

Bu seçenek muhtemelen Suriye'nin hava savunma sistemlerinin bertaraf edilmesini gerektirecektir. Ayrıca Suriye'nin uçuşa yasak bölgeyi ihlal etmesi durumunda karşılık verecek kuvvetlerin devamlı hazır durması gerekecek.

Uçuşa yasak bölge bir yılı aşkın süredir üzerinde tartışılan bir plan ve birçokları tarafından rafa kaldırıldığını söylemek yanlış olmaz.

Sovyet döneminden kalma çok sayıda silahın yanısıra, daha modern Rus sistemlerine de sahip olduğu söylenen Suriye'nin hava savunma sisteminin iyi entegre edilmiş, güçlü bir ağ oluşturduğu düşünülüyordu.

Fakat iç savaş başladığından beri bu sistemin etkinliği soru işaretleri uyandırıyor. İsyancıların toprak kazanımları, Esad'ın bazı kilit önemdeki tesislerini kaybetmesi anlamına geliyor.

İsrail hava kuvvetleri de Suriye içindeki hedefleri kolaylıkla vurabildiğini kanıtlamış bulunuyor.

Emin olunan bir şey varsa, uçuşa yasak bölgeler oluşturulmasının Amerika ve müttefikleri açısından çok daha riskli bir seçenek olduğu. Ayrıca kayda değer bir askeri gücün Suriye sınırları dışında hazır durmasını gerektiriyor.

4. Tampon bölge oluşturulması

Suriye toprakları içinde, muhtemelen Türkiye ve Ürdün sınırları yakınında isyancıların operasyonları ertesinde çekilebileceği ve mültecilere koruma sağlayacak bir tampon bölgenin oluşturulması da geçmişte tartışılmış bir seçenek.

Böyle bir tampon bölge, sınırlı bir uçuşa yasak bölgenin ilan edilmesini de gerektirebilir. Tampon bölgenin nasıl korunacağı ise beraberinde ciddi sorular getiriyor. Örneğin, Suriye kuvvetleri tampon bölgeye ateş ederse, kim nasıl bir karşılık verecek?

5. Suriye'nin kimyasal silah stoklarının kontrolü

Bu seçenek ABD güçlerini yoğun biçimde Suriye'ye çekecek ve Amerikan askerlerinin kara harekatını da gerektirecektir. Amerikan kuvvetleri Suriye'nin stoklarını imha ederek, hareketini engelleyerek ya da kilit önemdeki tesisleri ele geçirerek kontrol sağlayabilir.

Fakat Genelkurmay Başkanı Dempsey'nin mektubunda öne çıkan hissiyat, askeri müdahaleye hiç istekli görünmemesi. Ama bu mektubun kimyasal silah kuşkuları gündeme gelmeden önce kaleme alındığı unutulmamalı.

Şu an için en olası senaryo birinci seçenek gibi duruyor. Kısa süreli ve belirli hedeflere odaklanan hava saldırılarıyla Suriye rejimine güçlü bir mesaj vermek. Fakat her türlü askeri müdahalenin ortaya attığı cevapsız sorular var.

AKILLARDAKİ SORULAR: YA SONRA?

  • Askeri müdahale öncesinde BM denetçilerinden daha ne gibi kanıtlar -eğer gerekiyorsa- beklenmeli?
  • Rusya ve Çin'in BM Güvenlik Konseyi'nde veto edeceği kesinken, herhangi bir askeri harekatın uluslararası hukuk açısından yasallığı nasıl belirlenir?
  • Ama belki de en önemli soru: Ya sonra?
  • Askeri müdahale için düğmeye basılırsa, bu karar Suriye'de barışı sağlamaya hizmet edecek mi? Saldırı sonrasında Suriye'nin iç dinamiklerinde nasıl bir değişim gözlenecek? Ya Batı'nın askeri girişimi Suriye'deki durumu iyileştirmek bir yana, daha da kötü bir hale sokarsa?

BBCTurkish.com, 28.08.2013

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.