Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Bozdağ'dan Alman yargısına sert eleştiri

Bozdağ'dan Alman yargısına sert eleştiri

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Alman yargısının "katil" olduğu iddia edilen iki kişiden birisini son derece rahat bir ortamda yargılarken Türk vatandaşlarını cam kafeste mahkemeye getirmesinin vicdanları rahatsız ettiğini söyledi.

Bozdağ, Brüksel'de, Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın Avrupalı hukukçular eğitimprogramına katıldı.

Konuşmasında Alman yargısına sert eleştiriler yönelten Bozdağ, "Almanya'da Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nde görülen aşırı sağcı NSU terör hücresi davasında 8'i Türk, 1'i Yunan ve 1'i Alman vatandaşı 10 kişinin öldürülmesine karıştığı iddia edilen bir sanık var. Yargılanması çok rahat bir ortamda devam ediyor. Usul kuralları böyledir, kimsenin bir itirazı yok ama Berlin'de bir başka dava devam ediyor. Bir sokak kavgasında, adi vakada bir Alman vatandaşını öldürdüğü iddia edilen 5 Türk yargılanıyor. Usul kanunu aynı ama onlar cam kafes içerisinde mahkemeye getiriliyor" dedi.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şöyle konuştu:

"Birinin 10 kişiyi öldürdüğü iddia ediliyor, ellerinde kelepçe yok, yargılamaya öyle getiriliyor. Bir tanesi de sokakta adi bir vakadan, cam kafes içinde yargılanıyor. Biri ırkçılıktan, Neonazi teröründen, aynı zamanda bir terör örgütü üyesi. Öbürünün öyle bir özelliği yok. Baktığınız zaman tamam öldürmüşse sonuçta o da katil, o da katil.

Fakat iki katil olduğunu iddia ettiğiniz kişiyle ilgili iki ayrı mahkemede ayrı yargılama yapılır, eğer mahkemenin birinde siz tutar katil olduğu söylenen kişiyi en rahat bir ortamda yargılamak gibi bir usul uygulaması yapar, öte yandan başkalarını cam kafes içerisinde getirirseniz, insanlar size sorar: 'Bunun neresinde var adalet? Bunun neresinde var vicdan? Bunun neresinde var hukuk devleti?' Eğer Berlin'de yargılananlar Türk değil de Alman vatandaşı olsaydı cam kafes içerisinde mi getirilecekti? Alman gelini öyle, Türk vatandaşları böyle getiriliyor."

Bozdağ, "O zaman bunu uygulayanlar 'biz adiliz' dediği zaman benim 'acaba' deme hakkım var. Çünkü eşitlik varsa, usul birse aynı usulü herkese uygulayacaksınız" şeklinde konuştu.

"Bazı davalarda adaletin terazisi maalesef şaşıyor"

Buna kendilerinin siyasi kanallardan itiraz ettiğini, fakat asıl görevin hukukçulara düştüğünü belirten Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Almanya'daki hukukçuların, adalet için mücadele edenlerin itirazlarının daha yukarıda olması lazım. Eğer bu tür olaylar karşısında hakkı, hukuku ayakta tutan yaklaşımları biz ortaya koymazsak o zaman bu Neonazi terörü gibi terör estirenler, o zaman başka başka suç işleyenler mahkemelerin uygulamalarından, 'bunlar da bizim gibi düşünüyor' diye kendilerine ayrı bir güç devşirebilirler. Kendilerinde ayrı bir cesaret bulabilirler. Halbuki biz biliriz ki şeriatın kestiği parmak acımaz. Oraya geldiği zaman ben bu cezayı alırım kabulü olacak. Neden? Adaletin terazisi şaşmaz da ondan. Ama görülüyor ki bazı davalarda adaletin terazisi maalesef şaşıyor. Nerede olursa olsun hukukçuların adaletten yana yılmaz bir tavır koyması lazım."

Kendisinin de hukukçu olduğunu ama hakimlik ve savcılık yapmadığını belirten Bozdağ, "Yapsaydım kıyamet kopsa ben adil olanın dışında bir karar asla vermezdim. Kimse de bana verdiremezdi. Avukatlığım sırasında haklı olduğuna inanmadığım birisinin savunmasını almadım. Alan arkadaşlar olabilir, onların bileceği iş ama ben onların davasını almadım. Hukukçular her yerde hakkı hukuku yükselten yaklaşımlar ortaya koymalı" diye konuştu.

cnnturk.com, 19.05.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.