Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Can pahasına habercilik

Can pahasına habercilik
Adam kaçırmalar, yağan kurşunlar, patlayan bombalar. Savaş muhabirlerinin sürekli karşı karşıya oldukları tehlikeler bunlar. Bu tehlikeler özellikle de tecrübesiz gazeteciler için oldukça büyük.

"Hey, birisi bana iyi bir hayat sigortası tavsiye edebilir mi?“… Sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta savaş muhabirlerini bir araya getiren bir grubun sayfasından bir alıntı bu soru. Sayfada, bazıları kendisini gizlice Suriye’ye sokacak bir kişi ararken, bazısı da Somali’nin başkenti Mogadişu’da hangi otelin uygun fiyatlar sunduğunu öğrenmek istiyor ya da kullanılmış kurşun geçirmez yelek arıyor. Zira savaş muhabirlerinin çalışma koşulları çok tehlikeli. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nden Ulrike Gruska, "Savaş ve kriz bölgelerinde çalışan muhabirler özellikle tehlike altındalar, çünkü olayları mümkün olduğu kadar yakından takip etmek istiyorlar ve birçok iktidar sahibini, çarpışan tarafları doğal olarak rahatsız ediyorlar, zira tarafların dünyaya yaymak istedikleri propagandayı değil, eleştirel gözle hazırlanmış haberleri aktarmaya çalışıyorlar.“ diyor.

Suriye "gazeteci mezarlığı"

Bu yüzden yabancı gazeteciler cinayetlere kurban gidebiliyor. Örneğin Suriye’de Alman Radyolar Birliği adına haber geçen televizyon muhabiri Jörg Armbruster mart sonunda bir keskin nişancı tarafından otomobiline düzenlenen saldırıda yaralandıktan sonra, acilen ameliyata alınarak hayatta kalmayı başardı. Ancak her savaş muhabiri bu kadar talihli olamayabiliyor. Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi’nin verilerine göre, sadece bu yıl zarfında ölen gazeteci sayısı 13. Hayatını kaybeden blogcular da eklenince sayı daha da artıyor. Sırf Suriye’de 2013’te 24 gazeteci ve blogcunun hayatını kaybettiği bildiriliyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, ülkeyi „gazeteci mezarlığı” olarak adlandırıyor.

"Gidilen ülke hakkında bilgi sahibi olunmalı"

Örgütten Ulrike Gruska, sürekli kriz bölgelerinde görev yaparak kariyerlerini ilerletmek isteyen tecrübesiz gazetecilerin kendisini aradığını ve nelere dikkat etmeleri gerektiğini sorduğunu kaydediyor. Gruska, "Gazetecilere böyle tehlikeli bölgelerde görev yaparken en iyi sigortanın iyi bir hazırlık olduğunu söylüyoruz. Gidilen ülke hakında çok çok iyi bilgi sahibi olunması gerekiyor.“ şeklinde konuşuyor.

"En iyi gazeteci bölgeden canlı dönen gazeteci"

Suriye'de görev yapan Alman foto muhabiri Carsten Stormer ise, ülkede çok sayıda tecrübesiz meslektaşına rastladığını, bu muhabirlerin ne Arapça, ne İngilizce konuştuğunu, kimseyi tanımadıklarını ve gereksiz yere riske girerek, hem kendilerini, hem de etraflarındaki insanları tehlikeye attığını anlatıyor. Daha önce Afganistan ve Irak’tan da haber geçen Stormer, bölge halkından kendisine yardım eden kişilerin olmasının ve sağduyunun büyük önem taşıdığını belirtiyor ve belli bazı riskler alsa da, iyi bir kare için intihar komandosu gibi hareket etmediğini zira en iyi gazetecinin bölgeden canlı dönen gazeteci olduğunu söylüyor.

Bölgeye gitmeden kapsamlı idman gerek

Hayatta kalabilmek için bazen ufak bilgiler bile işe yarayabiliyor. Örneğin Birleşmiş Milletler’in gazeteciler için hazırladığı kılavuzda, keskin bir nişancı tarafından yaralananlara ölmüş taklidi yapmaları tavsiye ediliyor. Almanya’da birçok medya kuruluşu, gazetecilerini ve kameramanlarını savaş ve kriz bölgelerine göndermeden önce Alman ordusunun özel kamplarına sokuyor ve çalışanlarının kurşunun ne yönden atıldığı veya mayınların nerede saklı olabileceği gibi hayati önem taşıyan bilgileri edinmelerini sağlıyor.

Yerli gazetecilerin girdiği risk daha büyük

Ama bazen en kapsamlı idman, en iyi bağlantılar ya da en iyi kurşun geçirmez yelekler bile yüzde 100 korunmayı garantilemiyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün verilerine göre 2012’de görev başında hayatını kaybeden gazeteci ve blogcuların sayısı 141 ile son 20 yılın en yüksek rakamına ulaştı. Savaş bölgesinden haber geçenlerin koşulları doğal olarak daha tehlikeli oluyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler'den Gruska, kendi ülkesindeki çatışmalarda görev yapan gazetecilerin ise yabancı meslektaşlarına oranla daha da büyük tehlikelerle karşı karşıya olduğuna dikkat çekiyor. "Yerli gazeteciler genelde bilgileri toplayan ve olaylara daha da yakın kişiler oldukları için daha büyük tehlikelerle yüz yüzeler." şeklinde konuşan Gruska, "Ama uluslararası basında, Batı medyasında kendilerine çok daha az yer veriliyor. Örneğin Suriye'de Alman muhabir Jörg Armbruster yaralandığı ya da Amerikalı gazeteci Marie Colvin öldürüldüğü günlerde birçok Suriyeli gazeteci de hayatını kaybetti. Ancak Batı'da bu, haber bültenlerinde pek yer almadı.“ diyor.

dw.de, 05.04.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.