Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > BBC dosyası: Afgan polisi, yolsuzluk, suç ve taciz

BBC dosyası: Afgan polisi, yolsuzluk, suç ve taciz

Dünyanın her yerinde polis teşkilatı yolsuzluk, adam kaçırma, uyuşturucu ticareti, cinayet ve çocuk tacizi gibi suçlarla mücadele eder.

Ama Afganistan'ın en kanunsuz vilayeti Helmand'daki Sangin'de bu saydığımız suçlar bazı polisler tarafından işleniyor.

Politikacılar, NATO öncülüğündeki yabancı güçler yavaş yavaş çekilirken, Afgan güçlerinin güvenliği sağlayabileceğinde ve devir teslim sürecinin sorunsuz bir şekilde devam ettiğinde ısrar ediyor.

İngiltere Savunma Bakanı Philip Hammond yakınlarda Helmand'a yaptığı bir ziyaret sırasında "geçiş gayet güzel ilerliyor, gelişmeler rayında gidiyor" demiş, "Afganlar kapasitelerini umduğumuzdan daha hızlı geliştiriyorlar ve ISAF güçleri çekildiğinde güvenliği sağlayabileceklerinden hiç bir kuşkusuz yok" diye sürdürmüştü.

'İşte zafer budur!'

NATO güçlerinin görevi bırakmaya hazırlanan komutanı General John Allen ise daha da çoşkulu tonda konuşarak, "Afgan güçleri Afgan halkını savunuyor ve bu ülkenin parlamentosunun yurttaşlarına hizmet etmesini sağlıyor. İşte zafer budur. Kazanmak dediğiniz tam da böyle bir şeydir ve bu sözleri kullanmaktan çekinmemeliyiz" demişti.

Sangin'in gerçekleri ise çok farklı.

 

Bölgede, 2010 yılında İngiliz güçlerinden vilayeti devralan Amerikan deniz piyadeleriyle 5 hafta geçirdim. Amacım, bölgede güvenliğin sağlanması açısından Afgan güçlerinin ne ölçüde hazırlanabildiğini yerinde görebilmekti.

Bu süre içinde 18 deniz piyadesinden oluşan iki Amerikan birliğinin, o da yalnızca bir kaç günde bir dışarı çıkarak, bölgedeki asker ve polise danışmanlık yaptıklarını gördüm. Geri kalan Amerikan güçleri ileri operasyon üssü denilen yere çekilmişti ve üsten hemen hemen hiç çıkmıyorlardı.

ABD askerleri güvende hissetmiyor

Afgan güçleri mensuplarının yabancı askerlere yönelik, "yeşil maviye karşı" diye tanımlanan artan saldırıları nedeniyle Amerikalılar artık Afgan meslektaşlarından tamamen ayrı yaşıyorlar ve hemen hemen hiç üsten çıkmıyorlar.

Üssün Afgan güçlerinin kaldığı tarafına geçerken bir Amerikan askeri daima silahının emniyetini açıp, her an ateşe hazır tutuyor.

Deniz piyadeleri üslerinden çok az da olsa çıktıklarında, gördükleri şeyler de cesaret verici değil.

Açıkça esrar, eroin kullanıyorlar

Bir kontrol noktasında, Afgan polisleri açık açık esrar içiyordu. Ama gözetleme kulesini desteklemek üzere kum torbaları doldurmakla görevli diğer iki polis memuru çok daha kuvvetli bir madde, muhtemelen afyon ya da eroin almıştı.

Ben bölgeden ayrıldıktan üç hafta sonra bir polis gücü komutanı vurulduğunda, hayatını kurtaran Amerikalı doktorlar cebinde paketle eroin bulmuşlar.

Amerikalı binbaşı Bill Steuber polis danışma birliğinin komutanı. Zamanının çoğunu karargahta, polisin üst kademesiyle geçiriyor.

Afgan polisi içinde yolsuzluğun alıp yürüdüğünü söylerken, Amerikan suç şebekelerini konu alan televizyon dizisi "Sopranos" ile karşılaştırma yapmaktan çekinmiyor.

Sahte gözaltılar

"Yolsuzluk diz boyu" diyor, "cephane yürütmekten, yakıt çalmaya her şey var."

 

"Sonra sahte gözaltılar var. Bir olay sırasında kimi gördülerse alıyorlar, sonra ailelerinin gelip, yakınlarının serbest bırakılması için para ödemesini bekliyorlar."

Binbaşı Steuber polisin bazen cephane ve silahları mahalle pazarında sattığını söylüyor. Roketle atılan bombaları bile satıyorlarmış. Böylece parası NATO öncülüğündeki yabancı güçler tarafından verilen silahlar kolayca Taliban'ın eline geçebiliyor.

Bir keresinde, bir devriye noktasını acilen terketmek zorunda kalmışlar, çünkü Afgan polisi devriye noktasını çevreleyen metal levhaları hurdacıya sattığından, yıkılmasına ramak kalmış.

Ama binbaşı Steuber, buradaki yabancı güçlerin yapabileceklerinin sınırlarını kabullenmesi gerektiğini düşünüyor.

Afgan polisinin çoğunlukla yeterince kazanamadığını ve çoğu zaman geçinmenin tek yolu olduğu için yolsuzluğa başvurduğunu düşünüyor.

"Sıkı bir şekilde dalıp bütün yolsuzluklara müdahele etsek, onları tamamen işlevsiz hale getirmiş olabiliriz" diyor.

Erkek çocuklarına taciz

Ama binbaşı Steuber'in müdahele edilmesi gerektiğini düşündüğü konular da var. Bunlardan biri de yerel polis komutanlarının genç erkek çocuklarına yönelik tacizleri.

Sangin'de ziyaret ettiğim bütün üslerde kimisi silahlı, kimisi ayak işlerine bakar gibi görünen erkek çocukları gördüm. Bunlara "çaycı" diyorlar.

Binbaşı Steuber, bu çocukların çoğunun cinsel tacize uğradığını söylüyor.

Bu çok yaygın bir sorun. Sangin'de geçirdiğim 5 hafta boyunca 4 oğlan çocuğu polis komutanlarından kaçmak isterken vuruldu, bunlardan üçü öldü. Hiç birinde olayla ilgili polis yetkilisi tutuklanmadı.

"Her gün bunlarla uğraştığınızı düşünün" diyor, "çocuk tacizcileriyle, hırsızlarla, katillerle her gün yanyana çalıştığınızı. Bir süre sonra yoruluyorsunuz."

Afganistan hükümeti yolsuzlukla mücadeleyi ciddiye aldığını, polis ve ordunun ülkenin güvenliğinin tüm sorumluluğunu almaya hazır ve istekli olduğunu söylüyor.

Ama gördüğüm kadarıyla Sangin'de Afgan polisi içinde yolsuzluk ve suç yaygın.

Zaten bir çok Afgan vatandaşı da 1996'da Taliban'ın iktidara gelişini o sırada iktidar olanların bu şekilde davranışları yüzünden sevinçle karşılamıştı.

Bütün bu savaş ve bütün bu dökülen kanlar bunun için miydi?

(Ben Anderson 2007 yılından bu yana bir çok kereler Helmand vilayetine gitti ve kaldı. Bu bölgede yaşadıklarını ve gördüklerini "No Worse Enemy" başlıklı kitabında topladı.)

BBCTurkish.com, 25.02.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.