Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Pekin'de 'maskeli yaşam'

Pekin'de 'maskeli yaşam'
"Maskeli yaşam" Pekin'de en son 10 yıl önce, ölümcül SARS hastalığı zamanında yoğun olmuştu. Genelde kışları soğuktan korunmak için yüzlerine maske takan Pekinliler, SARS ile birlikte, mikrop kapmamak için yaz ortalarına kadar maskeyle dolaşmıştı.

Ölümcül hastalık için elbette iyi şeyler söylenmez ancak şu da bir gerçek ki Pekin'deki hava temizliği de inanılmazdı! SARS nedeniyle hiç kimse sokağa çıkmıyordu. Sokaklarda ne insan ne de taşıt kalabalığı vardı. Yabancılar çoktan Pekin'i terk etmişti. Kent boştu ve o nedenle de Pekin'de inanılmaz bir temiz hava solunuyordu.

Ana caddelerindeki ağaçları, çiçekleri mis gibi kokan kenti bisikletle keşfe devam etmemdeki rahatlığımı gören Çinli meslektaşlarım, SARS'ı çok fazla ciddiye almadığımı görüp "Durum ciddi Levent Bey, aman dikkat edin!" diyorlardı.

Pekin bence bir daha böylesine temiz havayı göremez: Büyük olasılıkla ve anormal bir durum olmazsa, en az birkaç kuşak sonra, bilimin kapitalizme galip geldiği güne kadar.

Hava kirliliği durur mu?

İşte, sanki o günlere -tersten de olsa- nazire olsun diye bugünlerde Pekin'in havası inanılmaz kirli ve maskeli yaşama geri dönüldü.

Son birkaç haftadır, Pekin'deki hava kirliliği tavan yaptı. Çin'in başka kentlerinde bu sorun hep vardı; ama Pekin'de olmadığı için pek ciddiye alınmıyordu. Şimdi sadece devletin değil, Çin ve dünya basınının da Pekin'de olmasından ötürü dikkatler çevre kirliliğine daha fazla yöneldi.

SARS zamanındaki kadar temiz olmadıysa bile Pekin'in ikinci en temiz hava günleri 2008 Pekin Olimpiyatları zamanında yaşanmıştı. Caddedeki ağacın kokusunu hissetmek mümkün olmadıysa bile çok net bir biçimde insanın ciğerleri bayram ediyordu. O zaman yabancı birkaç uzun koşu atletinin hava kirliliğinden ötürü Pekin Olimpiyatları'na katılmayacağını söylemesi bile Çin'i alarma geçirmiş, hava temizliği için üstün gayret gösterilmişti.

ABD Büyükelçiliği'nden gösterge

Amerikan iphone'u ve uygulamaları Çinliler tarafından bolca indirildiği günlerde, ABD'nin Pekin Büyükelçiliği de bir uygulama başlatarak Pekin'in hava kirliliği göstergelerini saatte bir güncelleyip bilgi vermeye başladı.

Sonradan bu çok indirilen uygulamanın Pekin hükümetinin tepkisini çektiğini, ABD Büyükelçiliği'ne bu uygulamayı kaldırması için baskılar yaptığını okuduk. Uygulama yerini muhafaza ediyor ve artık internetten hava durumu bile izlenebiliyor.

Geçen yıl bu uygulama sayesinde Pekin'deki hava kirliliğinin 400'lü rakamlara ulaştığını gördüm. Ancak 12 Ocak'ta rakam 750'leri geçti. Normalde 60'a kadar olan hava için temiz deniliyor. Şu satırları yazdığım sıra, hava kalitesi 457'ydi ve "hazardous" yani "tehlikeli" sözcüğüyle tanımlanıyordu. 750'leri bulduğu sıralarda ise tanım için "indeks ötesi" denilmişti. Bu akşam ya da yarın yeni bir "indeks ötesi"yle karşılaşmayacağımızın hiçbir garantisi yok. Şu an dışarıdaki hava da bunun habercisi.

Hava kirliliğinin nedenleri

Bu kötü havanın birçok nedeni var. 10 yıl kadar önce yatak odama kadar girip boğazımı yakan kömür kokusu, her ne kadar doğalgazın yayılmasıyla yok olduysa da tümüyle bitmiş değil. Dışarıdan kente göç durmuyor. 21 milyona yaklaşan Pekin nüfusu 10 yılda ikiye katlandı.

Ayrıca Pekin Olimpiyatları öncesinde uygulamaya konulan arabalarda tek-çift plaka uygulaması farklı bir biçimde sürdürülüyorsa bile, Pekin'de artık zengin çok: Pekin'de yılda ancak 250 bin araç satılması kararına rağmen trafik insanı delirtecek türden.

Trafikten bıkanlar elektrikli bisiklete geçti, Pekin "bisiklet krallığı" ünvanını kaybetti. Elbette bu bisikletleri kullanan herkes maskeli.

Eski Pekinliler ikinci çevre yolunun dışı için "Pekin değil" derler ama artık beşinci çevre yolunda bile trafik sıkışıklığı yaşanıyor. Dördüncü ve beşini çevre yollarını kullanmasına izin verilen ağır araçlardan çıkan egzozun havadaki partikül oranıysa henüz ölçülmüş değil!

Son günlerde arabasına bindiğim arkadaşım ya da taksinin şoförü kapının hemen kapanmasını istiyor; hava kirliliği artık ne kadar engellenebilecekse.

Çevre felaketleri Pekin'de geçen yıldan bu yana iyice kapıya dayanmış durumda. Geçen Temmuz ayında görülmemiş orandaki yağışlardan ötürü, dünyanın en büyük ve önemli başkentlerinden biri olan Pekin'de 40 dolayında insan hayatını kaybetmişti. Bir de trajedi yaşanmış ve otomatik kapılı bir arabanın içinde sıkışıp kalan bir Çinli, sel sularının içinde göz göre göre boğulmuştu. Sonrasında araba camını kıracak çekiç satışlarında patlama yaşanmış ve bu şirketler borsada tavan yapmıştı.

Kuşku yok ki küresel ısınmanın bedellerini dünyanın her noktası ödüyor ama sanki Pekin'de bu daha ağır yaşanıyor.

Ağır trafik, kömür kullanımı, insan kalabalığı, çevre eyaletlerdeki fabrika bacaları en büyük etkenler; ama ana etken Çin'in enerji ihtiyacı. Hızlı büyümenin itkisi olan enerji Çin'in çevre kaderini belirliyor.

Çin petrole rahat ulaşsa…

Çin'de enerjinin yüzde 70'i hâlâ kömüre dayalı. Rakamlar rahatsız edici olsa da çıkış yok: Çin geçen yıl yüzde 58 artışla 289 milyon ton kömür ithalatı yaptı.

Çin, kömürün en büyük alternatifi ve daha temiz enerji kaynağı petrole ulaşmakta zorluk çekiyor: İşte kaynayan Ortadoğu! İşte enerjiyi taşımak için kullanılan güneydeki Malaka Boğazı'nın yanındaki Güney Çin Denizi'nde Çin ile diğer komşu ülkeler arasında son bir-iki yıldır başgösteren sınır ihlali anlaşmazlıkları!

Greenpeace'in uyarıları

Greenpeace'in son raporuna göre, Çin ve Avustralya petrol, doğal gaz ve kömürde başı çeken projelerden vazgeçmediği takdirde, dünya felaket boyutlarında bir iklim değişikliğine doğru gidiyor. Rapora göre, bu enerjilere dayanan 14 projeden ötürü 2025'e kadar küresel karbon salımı yüzde 20 artacak ve artık geriye dönüş mümkün olmayacak.

Varsa eğer, Pekin'deki hava kirliliğinin tek iyi tarafı şu denebilir: Artık hükümet de bu durumu ciddiye alarak insanların gerekmedikçe dışarıya çıkmaması uyarısı yapıyor: Böylece SARS zamanındaki gibi olmasa da, gidilecek yere zamanında varılıyor.

Şimdi Pekin'de gözle görülen şey, kalın bir sis tabakası. Bilimsel değil biliyorum, ama bir yağmur duasına çıkmak lazım. Belki tutar!

BBCTurkish.com, 29.01.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.