Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Sorularla: Kemer sıkma önlemleri

Sorularla: Kemer sıkma önlemleri
Fransız Sosyalist Francois Hollande, hükümet borcunu kapatmayı amaçlayan Avrupa anlaşmasının yeniden müzakere edileceği sözünü vererek cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandı.

AB'nin çabalarını kemer sıkma politikası yerine 'büyüme'ye odaklaması gerektiğine inanan Hollande, "Avrupa bizi izliyor, kemer sıkma artık seçenek olmamalı" diyor.

Peki Avrupa'da kemer sıkma önlemlerini sona erdirmek mümkün mü?

Kemer sıkma önlemleri nedir?

Hükümetin kemer sıkma önlemleri yüksek vergiler ve harcamalarda kısıntıya gidilmesini içeriyor. Amaç, ülkenin bütçe açığını kapatmak, her yıl gelirinden fazla yaptığı harcamaları azaltmak.

Ekonomik kriz sonrası hükümetlerin borçlanma seviyeleri, yani aldığı kredilerin toplamı çok keskin bir artış kaydetti. Resesyon döneminde, şirketlerin özellikle mali kuruluşların daha az para kazanması nedeniyle vergi gelirleri de düştü. Hükümetlerde 'iyi zamanlarda' çok fazla harcama yapmakla suçlandı.

Bankaları kurtarmak amacıyla yapılan harcamaları arttırmaları için üzerilerindeki baskı artan hükümetler, daha sonra kredi krizi altında da ezildi.

Liderler ve uluslararası kuruluşlar kemer sıkma önlemlerini gündeme getirmenin borç krizini çözecek en iyi yol olduğu konusunda fikir birliğine vardı.

Piyasaların, bütçe açıklarını kapatmak için yeterli çabayı göstermeyen ve nakit sıkıntı içindeki ülkelerin borç almasını zorlaştıran ülkeleri 'cezalandıracağı' söylenmeye başlamıştı.

Kemer sıkma neden sorunlu?

Genellikle, kamu hizmetlerinde kesinti, emeklilik yaşının yükseltilmesi ve kamu personeli ile emekli maaşlarında kesintiyle sonuçlandığı için kemer sıkma önlemleri halk arasında büyük tepki çekiyor.

Bir diğer eleştiri de kemer sıkma önlemlerinin büyümeye engel olduğu yönünde.

Kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's bu yıl başında Fransa ve diğer euro bölgesi ülkelerinin kredi notunu düşürdüğünde "Tüketicilerin iş güvenliği ve harcama gelirleri konusunda endişelerin artmasına paralel olarak iç taleplerde ve vergi gelirlerinde düşüş yaşanması nedeniyle kemer sıkma önlemleri kendi kendini yok etme riskiyle karşılaşıyor.

Büyük ekonomiler resesyondan çıkma çabasındayken, büyümeye odaklanılması gerektiğine inanan yalnızca Fransız Sosyalist Hollande değil. Aralarında Nobel ödüllü Joseph Stiglitz'in de bulunduğu birçok ekonomist de bu fikirde.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ise harcamalarda kesintiye gitmeye yanaşmadı.

ABD ekonomisi, İngiltere'den daha hızlı büyüse de ekonomik büyüme oranı yavaşlaması ve işsizliğin yüksek seviyelerde seyretmesi, ABD'nin yaklaşımının başarısız olduğuna dair yorumları da gündeme getiriyor.

Alternatifler nedir?

Bazıları, krizin başlangıcında kemer sıkma önlemlerinin kaçınılmaz olduğunu düşündü.

Bazılarına göre harcamalar büyüme odaklı olmalı, bazılarına göre ise asıl soru tasarrufların nasıl yapıldığı ile ilgili.

AB Ekonomik ve Parasal İşlerden Sorumlu Komiseri Olli Rehn, Avrupa borcu kapatma ve büyümeyi tetikleme arasındaki dengeyi sağlamalı.

Rehn, "Mali konsolidasyon ve büyümeye dair endişelerin dengelenmesi için mali konsolidasyon büyümeye uygun olmalı" yorumunu yapıyor.

Hollande, ne öneriyor?

Hollande, Fransa'da büyümeyi tetiklemek için 150 bin yeni iş imkânı yaratma sözü verdi. Sosyalist lider, iki yeni yüksek vergi oranı sunup, yeni mali geçiş vergileri uygulayacağını ve bankalardaki sermaye kazançları vergisini arttıracağını belirtmişti.

Ancak bu yöntemin kemer sıkma önlemlerinin başka bir çeşidi olduğu ve yüksek vergilerle zenginlerin hedef alındığı yönünde eleştiriler geldi.

Mali anlaşmanın yeniden görüşülmesi mümkün mü?

AB'nin mali anlaşması 27 AB ülkesinden 25'i tarafından imzalandı. Şimdi tek tek ülkelerin onayından geçiyor.

Hükümetleri finansal açıdan disipline edip, piyasaları hükümetin tekrar elini çekmeyeceği konusunda ikna etmeyi amaçlıyor.

Hollande'ın anlaşmayı yeniden müzakere etme ve büyümeye odaklanma önerisinin nasıl bir etki yaratacağını görmek ilginç olacak.

BBC Dünya Servisi'nin Ekonomi Editörü Andew Walker, birkaç hafta öncesine kadar Hollande'ın bu önerisinin anlaşmayı olumsuz etkileyecek gibi göründüğünü ancak euro bölgesinin artık kemer sıkma önlemlerinden çok büyümeye odaklandığına dair işaretlerin olduğunu söyledi.

Almanya, AB anlaşmasının yeniden müzakere edilmesine karşı çıkıyor ancak büyüme ve daha geniş rekabet içerecek yeni bir anlaşmaya da yeşil ışık yakıyor.

Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, büyümenin daha fazla harcama yaparak değil, rekabeti ilerletecek yapıcı reformlarla ve harcamanın mevcut para kadar yapılmasıyla da başarılabileceğini vurguladı.

Peki Yunanistan'da ne olacak? Kurtarma paketi başarısız mı olacak?

Geçen haftasonu yapılan genel seçimlerde hiçbir partinin oyların yüzde 20'sini alamaması üzerine Yunanistan'ın geleceği üzerinde yeniden şüpheler oluştu.

Kurtarma paketine karşı çıkan Syriza koalisyon hükümeti kurmayı başarır ve bütçe açığını kapatmayı hedefleyen kemer sıkma önlemlerini reddederse kurtarma paketi tehlikeye girer.

Euro bölgesi ve Uluslararası Para Fonu (IMF) kurtarma paketinin devam edip etmemesine karar vermek durumunda kalır.

Yoksa, Yunanistan muhtemelen euro bölgesinden ayrılır.

BBCTurkish.com, 08.05.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.